26 Aralık 2016 Pazartesi

Duman ve Kemiğin Kızı - Laini Taylor



Orijinal Ad: Daughter of Smoke & Bone #1
Tür: Genç Yetişkin, Fantastik
Çevirmen: Uğur Mehter
Yayınevi: Artemis Yayınları
Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 444
Goodreads Puanı: 4,05

Gerçekten aşırı derecede fantastik bir şey okumak istiyorsanız bu kitap aşırı derecede fantastik  :)

Kitabın konusuna melek şeytan hikayesi deyince çok fazla bir beklenti oluşturmuyor. Çünkü bu türde gerçekten çok kötü kitaplar olduğunu kabul etmek lazım. Ama Duman ve Kemiğin Kızı kesinlikle bildiğimiz ve tahmin edebileceğiz türden bir konuya sahip değil.

Ben uzun süre saçlarımı maviye mi boyatsam diye düşündüm ve bu düşüncede olduğum zamanlarda ana karakterimiz Karou ile tanıştım. Saçlarının orijinal halinin mavi olması ve resim yeteneği kendimle benzerlikler yakalamama, karakteri hemen sevmeme neden oldu. Karou Prag’da yaşayan dikkat çekici bir güzel sanatlar öğrencisi. Çevresindekilerin dikkatini sadece mavi saçları ve çizdiği değişik yaratıklarla çekmiyor. Ellerindeki göz dövmeleri, dişlerden oluşan kolyesi, en çok da kimsenin haberi olmadan ortadan kaybolması onu en gizemli yapan özellikleri.


Ortadan kaybolduğu zamanlarda bir Kimera olan Brimstone için çalışıyor. Kimeralar yarı insan yarı hayvanlardan oluşan yaratıklar. Karou, Brimstone için dünyanın farklı yerlerinde dişler topluyor. Dişleri neden topladığı hakkında bir fikri yok ve seyahatlerini farklı yerlere açılan kapılar sayesinde yapıyor. İnsanlar arasında meleklerin görüldüğüne dair haberler dolaşmaya başlıyor ve Karou bir seyahati sırasında Akiva ile tanışıyor. Akiva, bir melek ve görevi Kimeraları yok etmek. Brimstone’un kapısını yok ettikten sonra Karou ile karşılaştıklarında ona karşı değişik şeyler hissediyor ve ona zarar veremiyor. Asıl olaylar bence buradan sonra başlıyor. Karou’nun geçmişi hakkında hiçbir şey bilmemesi, Akiva ile birbirlerine olan bu tanıdıklık hissi…


Kitabın her yanı gizemlerle dolu. Bir sonraki sayfayı çevirip cevabı bulmak için sabırsızlanıyorsunuz. Olayların başladığı yer ile geldiği yer arasında uçurum var denebilir. Olay örgüsünün akışına hayret ettim. Olayların geçmişle ilgili bir sürü şeye bağlanması beni çok şaşırttı ve Prag’ın büyülü atmosfere uyumunu çok sevdim. Okuduktan sonra şehirde mistik bir hava olduğunu düşünmeye başladım.
İkinci kitabını okumak için bir türlü fırsat bulamadım ama daha önce başlamaya çalışmıştım. İlk kitapta olduğu gibi kendimi o atmosfere kaptıramadığım için sonra okuma kararı aldım.






Duman ve Kemiğin Kızı benim tüm zaman favorimlerim içinde kendine yer etmiş kitaplardan biri. Sizde okuduysanız yorum bırakmayı unutmayın. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder