17 Temmuz 2017 Pazartesi

Fi - Azra Akilah Kohen

Fi Çi Pi



Tür:  Kurgu, Roman
Yayınevi: DestekYayınları
Basım Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 600
Dizisi çıkmadan bir süre önce almıştım Fi'yi ama kitaplığımda bekliyordu. Dizisi çıkınca, Azra Kohen'in amaçladığı gibi hedefine ulaşarak kitabı elime almama sebep oldu. Okumaya başladığımda gözüme ilk çarpan şey bütün karakterlerin güzel, başarılı ve tutkulu olduklarıydı. Yaptıkları iş için her şeyi göze alan hayatlarının merkezinde sadece bu işi bulunduran kişiler. Bütün karakterler hayatlarının anlamını bulmuş, dünya ve işleyiş hakkında derin düşüncelere sahip ve her kurdukları cümle ile bu çıkarımlarını dile getiren kişilerdi. Bunca karaktere rağmen ben her konuşmada sadece Azra Kohen'i duyabildim. 
Her şey gözüme fazla klişe geldi tabii ki bir balerinin ismi Duru, sevgilisi de yakışıklı bir müzisyen olacaktı. Kitabın ana karakteri televizyonda terapi programı yapan psikolojik sorunları olan bir psikolog. Halkın çok sevdiği zengin ve hırslı bir adam. Her zaman insanların kendi potansiyellerini aşmalarını bekleyen biri. 
Ve bütün bu karakterlerin kişilikleri haricinde bizim günlük hayatlarımızdan çok uzak olan günlük hayatları var. 

Bu tarz romanlarda en sevdiğim şey genelde, bizi bize bizle anlatması iken nasıl bizden bu kadar uzak karakterlerin bir araya getirilmiş olduğuna hala şaşırıyorum. Kitapta bahsettiğim bütün mükemmellik içinde beni en çok rahatsız eden şey ise kitabı okumaya başlamadan önce söyleşilerinden tanıdığım kadarıyla bunca özgün fikre ve bilgiye sahip Azra Kohen'in, nasıl bu kadar klişe insanlar ve konular yaratabilmiş olmasıydı. 

Bu yukarda anlattıklarımdan benimle birlikte bir çok kişinin rahatsız olduğunu biliyorum o yüzden başka bir açıdan kitaba bakarsam ben kitabın yazım tarzını da çok beğenmedim. Kitabı okuduğum süre boyunca "...aslında iki yıl sonra şöyle olacağını bilmiyordu", "...aslında o günün hayatının değişeceğini fark etmemişti" gibi yaklaşık her bölümün sonunda benim tabirimle "kendi kendine Spoiler vermesi" aşırı derecede rahatsız edici bir durumdu. Sürekli kendini tekrar eden anlatım tarzları "ben bunu daha önce okudum yanlış sayfayı mı okuyorum" duygusundan çıkamamama neden oldu. 

Seriye canım kitap okumayı çok istemediği zamanlarda devam etmeyi düşünüyorum. Bunun tek nedeni ise olayların heyecanlı bir yerde bitmiş olması ve "kafamı dağıtmak için okuyabileceklerim" arasına girmesi. Kitap hakkında son olarak, kitabın içindeki hayatı deneyimlemek olayı bana aşırı derecede zorlama geldi. Herkesin dizini izlediğini varsayarsam ve dizi-kitap karşılaştırması yaparsam da kesinlikle o dizi bu kitaptan uyarlanmış olamaz. Kitaptan sadece karakter isimleri alınmış gibi. Dizinin ilk 5 bölümünü izledim daha sonrasında diziye devam etmeyi unuttum. Şimdilik dizide en sevdiğim şey mobilyalar, mekanlar oldu 😄 

Benim genel olarak kitap hakkında düşüncelerim bu şekilde. Sizin de fikirlerinizi merakla bekliyorum. Yorum bırakmayı unutmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder