1 Eylül 2016 Perşembe

Rüzgarın Adı - Patrick Rothfuss






Orijinal Ad: The Name of The Wind (The Kingkiller Chronicle #1)

Tür: Epik fantastik, Macera

Çevirmen: Cihan Karamancı

Yayınevi: İthaki Yayınları
Basım Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 736
Goodreads Puanı: 4,55



MUHTEŞEM!
MUHTEŞEM!
Bu kitabı betimlemek için kullanabileceğim tek kelime MUH-TE-ŞEM.

Kral Katili Güncesi Toplamda 3 kitaptan oluşacak olan bir seri. Her bir kitap bir gün içinde anlatılan hikayeyi kapsıyor. Bu yüzden serinin ana kitapları 1.gün, 2.gün gibi isimler, ara kitapları ise 1,5.gün gibi isimler alıyorlar. Şuan da dünyada ve ülkemizde 2 ana kitabı (1.Rüzgarın Adı(2007), 2.Bilge Adamın Korkusu(2011)) ve 1 ara kitabı (1,5.Sessizliğin Müziği(2014)) bulunuyor. Yani seri henüz tamamlanmadı.

Patrick Rothfuss bu seri için 7 yılını harcamış ve serinin bütün hikayesini tamamladıktan sonra 3 kitap haline gelecek şekilde bu seriyi oluşturmuş. Kitapların basılma aralıkları 3-4 yıl gibi olduğu için bütün hayranları 3. kitap olan The Doors of Stone için 2017 yılının çıkış tarihi olacağını düşünüyor. Bende öyle düşünmeden edemiyorum. Tabii çevrilmesini bekleme kısmını hesaplamazsak.

Kitabın içeriğine gelecek olursak, nereden başlamam gerektiğini bile bilmiyorum. Buraya satırlarca övgü sözleri yazmak istiyorum. Bugüne kadar okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Bundan sonra ne okursam okuyayım, mutlaka daha çok seveceğim bir şey olacaktır, ama Rüzgarın Adı gerek beni bu kadar etkilemesinden gerekse bu türde ilk okuduğum kitap olduğundan hep favorilerimde kalacak.

Kitabı neden almıştım hatırlamıyorum ama aldıktan sonra uzun bir süre kitaplıkta bekledi. Konusunu bilmiyordum ve boyutları fazlasıyla korkutucuydu. Canımın çok sıkıldığı bir an, 'Beni bu kitaptan başka bir şey oyalayamaz' dedim ve okumaya başladım. Sonrasında bitmesin diye dualar ederek, sindire sindire okudum.

Kitap Kvothe adlı efsanevi karakterimizin hayatını anlatıyor. İsmin okunuşu Patrick Rothfuss'un kişisel sayfasından 'Kıvot' olarak anlatılmış. Kvothe bir hancı ve gizemli eski kimliğini saklıyor. Hazır cevap, cesur, maceracı, yetenekli, sanatçı ve aşırı derecede zeki bir karakter. Yani bir roman karakterinin bütün iyi özelliklerine sahip :) Bir gün hanına Tarihçi isimli bir adam geliyor. Tarihçi Kvothe'u tanıyor ve efsanevi insanların hayatlarını dinleyip yazdığını söyleyerek, Kvothe'un hayatını dinlemek istiyor. Hikayemiz de Kvothe'un çocukluğundan itibaren tüm hayatını üç gün boyunca Tarihçi'ye anlatmasıyla başlıyor. Birinci kitap, birinci gün anlatılanlardan, ikinci kitap ikinci gün anlatılanlardan oluşuyor.



Kvothe'un çocukluğuyla başlayan bu efsanede, onunla birlikte ağlayıp, onunla birlikte gülüyorsunuz. Neden böyle efsane bir karaktere dönüştüğü, zamanla neler öğrendiğini onunla birlikte öğreniyorsunuz. Bu kitabı okumak kimi zaman film izlemek, kimi zaman tanıdık gelen bir melodiyi duymak gibiydi. Sizi alıp uzaklara götürüyor.


Kitabın içi öylesine aşk ve müzik dolu ki. Sadece karakterlerimiz arasındaki aşk değil, müziğe duyulan bir aşk. Kvothe lavtasını her eline aldığında kendimi ortaçağda bir handa onu dinlerken buldum. Sanırım bu sahneler yüzünden en çok müzikle bağdaştırdığım kitaplardan biri oldu. Kitapta geçen şarkı isimlerini internette aratınca hayranların yaptığı çok güzel uyarlamalar çıkıyor ve insanın merakını biraz olsun gideriyor. Benim favorim kesinlikle bu şarkı oldu:



Hikayenin üzerine uzun süre düşünülüp, sağlam bir temel üzerine kurulduğunu okuduğunuz her cümleden anlıyorsunuz. Öyle güzel alıntı yapılacak cümleler hatta paragraflarla dolu ki okurken her yerin altını çizmek istedim. Rothfuss'un kalemine hayran kaldım. Saatler yetse bir günde okunacak bir kitap. Kitap biraz betimlemelerle dolu denebilir, sevmeyenler bir süre sonra sıkılabilir. Ben betimleme seven biri olarak yer, duygu ve kişi betimlemelerini hayranlıkla okudum. Hatta olaylardan çok o olayların anlatılışını sevdim denebilir.

Ve son olarak, bence bir epik fantastik kitabı okumayı en çok zorlaştıran şey olan dünya. Kitapta ayrıntılı bir dünya vardı, ırklar ve dillerde öyle. Ama yazar bütün bilgileri bir anda üstünüze atmıyor. Yavaş yavaş, öğrene öğrene gidiyorsunuz. Bu yüzden epik fantastiklere başlamak için uygun bir kitap olabilir.

Şimdi bütün kitabı buraya yazmadan önce durmam ve sakince 3. kitabı beklemem gerekiyor :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder