Merhabalar!
Jodi Picoult'u çoğunuz duymuşsunuzdur. Bende bir dönem duymuştum ancak elime alıp okuma kısmına bir türlü geçememiştim. Kız Kardeşim İçin, Jodi'nin okuduğum ilk kitabı oldu. Bu kitap beni o kadar etkilemişti ki ters bir tepki vererek okuduğum ilk ve son Jodi kitabı olarak bırakmaya karar vermiştim. Şimdilerde ise tekrar bir cesaretle diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Bu kadar ara vermemin nedeniyse kitabı okurken kitabın beni temelden yıkmasıydı. Bir yandan kendi içimde kim haklı kim haksız derdine düşmüşken, bir yandan olayların verdiği acıya daha fazla dayanamayarak dakikalarca ağlıyordum.
Kitabı okudum ama ertesi gün uzak bir köşeye kaldırdım ki baktıkça ağlamayayım. Arka kapak tanıtımlarını genellikle çok sevmesem de bu kitabınki oldukça iyi ve etkileyiciydi. Beni de bu kitabı almaya iten şeylerden biriydi. Bu nedenle arka kapaktan kısa bir alıntı ile sizlere konuyu açıklamak istiyorum.
"Anna hasta değil, ama on üç yaşına dek sayısız ameliyat, nakil ve operasyon geçirdi, iğneler vuruldu. Hepsi, ablası Kate'in çocukluğundan beri yakasını bırakmayan lösemiyle mücadele edebilmesi içindi. Kate ile tam doku uyumu olması için labarotuar ortamında genleri özel olarak seçilen özel üretim bir çocuk olan Anna, ablasına ilik verebilmesi için dünyaya getirilmişti, bu rolünü ve hayatını hiç sorgulamadı. Bugüne dek."

Altını çizecek hatta belki hayatınıza yön verecek bir çok dışavuruma denk gelebilirsiniz.
Karakterlerin her birinin kendi ağzından olayları anlatışı olayların ne kadar farklı yorumlandığına şaşıp kalmama neden oldu. Empati kelimesinin gerçek anlamını sanırım bu kitap sayesinde öğrendim. Bir abla olarak beni de derin karmaşaya sürükleyen anlatımı ve olay örgüsü ile oldukça kuvvetli bir kitap olan Kız Kardeşim İçin'i henüz okumadıysanız mutlaka okuma listenizin baş sıralarına çekmelisiniz çünkü okuduktan sonra siyah ve beyaz'a çok daha farklı bir açıdan bakıp hepimizin bir miktar gri olduğunu keşfedeceksiniz.
Alıntılar
Bazen herkes için daha iyi olacağına kendimizi inandırarak yaptığımız şeyler vardır. Kendimize bunun yapılması gereken en doğru şey olduğunu, fedakarca bir davranış olduğunu söyleriz. Bu, gerçeği itiraf etmekten çok daha kolaydır.
"Kimseyi mükemmel olduğu için sevemezsin, mükemmel olmadığı gerçeğine rağmen seversin"
Size şunu söyleyeyim: Yalnız biriyle tanıştığınızda size ne anlatırsa anlatsın aslında yalnızlığı sevdiği doğru değildir. Asıl sebep, daha önce dünyayla bütünleşmeyi denemelerine rağmen insanların onları sürekli hayal kırıklığına uğratmalarıdır.
"Benim yerimde olsaydınız" diyor annem ve tıbbi etik komitesi size oğlunuzun hayatını kurtaracak bir yöntemin tavsiye edildiği bir kağıt parçası uzatsa, onları sorgular mıydınız... yoksa elinize sunulan bu fırsata balıklama atlar mıydınız? Doktor cevap vermiyor cevap vermek zorunda değil.
Sahip olduğun tek şey bir çekiçse, etrafındaki her şey sana çivi gibi görünmeye başlar.
-Kate'e kendisinin donörü olmaktan vazgeçeceğini söyledin mi?
-Evet.
-Anna, Kate'in buna cevabı ne oldu?
-Teşekkür etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder